Ebu Hureyre (r.a.)

Prof. Dr. Osman Güner'in "Ebu Hureyre'ye Yönelik Eleştiriler" (İnsan Yayınları, İstanbul 2001) adlı kitabının, kelime aratılabilecek şekilde hazırlanmış pdf'sini indirmek için aşağıdaki resme tıklayınız:





Prof. Dr. Muhammed Ebû Şehbe'nin "Difâun ani's-Sünne" adlı eserinin "Sünnet Müdafaası" (Rehber Yayıncılık, Ankara 1990) adıyla Mehmet Görmez ve Mehmet Emin Özafşar tarafından yapılan çevirisinin kelime aratılabilecek şekilde hazırlanmış pdf'sini indirmek için aşağıdaki resme tıklayınız (Ebû Hureyre ile ilgili bölüm, cilt. 1, s. 179-311):






7 yorum:

  1. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. sağolun hocam istifade ettik

    YanıtlaSil
  3. özellikle tartışmalı konuları seçmeniz ve seçtiğiniz konuları kapsamlı olarak ele almanız konuyu anlayabilmemiz açısından çok faydalı oluyor.Allah zamanınızı bereketlendirsin..

    YanıtlaSil
  4. Yorum yapan ve yapacak olan bütün öğrenci ve takipçi kardeşlerime teşekkür ediyorum. Hepsi sizin için. Hepsi doğru ve hakiki bilginin peşinde koşanlar için. Hepsi bid'at yerine Sünnet'i tercih edenler için.

    "Bilim; akbabalar tarafından yağma edilemeyen, hırsızlar tarafından çalınamayan ve paylaşınca azalmayan yegane servettir". (Bhavabhuti, Hintli âlim ve şâir, 8. y.y.)

    YanıtlaSil
  5. mustafa cenap tombak8 Kasım 2012 14:44

    Allah razı olsun hocam.Türkçe veya Arapça bir tabakat e-kitabı nerden bulabiliriz acaba. saygılar....

    YanıtlaSil
  6. Nasılki insan, bir ilâca muhtaç olsa, bir tabibe gider; hendese için mühendise gider, mühendisten nakleder; mes'ele-i şer'iye, müftüden haber alınır ve hâkeza... Öyle de, sahabe içinde ehadîs-i Nebeviyeyi gelecek asırlara ders vermek için, ülema-i sahabeden bir kısım, ona manen muvazzaf idiler. Bütün kuvvetleriyle ona çalışıyorlardı. Evet Hazret-i Ebu Hüreyre bütün hayatını, hadîsin hıfzına vermiş; Hazret-i Ömer, siyaset âlemiyle ve hilafet-i kübra ile meşgul imiş. Onun için, ehadîsi ümmete ders vermek için, Ebu Hüreyre ve Enes ve Câbir gibi zâtlara itimad edip; ondan, rivayeti az ederdi. Hem madem sıddık, sadûk, sadık ve musaddak bir sahabenin meşhur bir namdarı, bir tarîk ile bir hâdiseyi haber verse; yeter denilir, başkasının nakline ihtiyaç da kalmaz. Onun için bazı mühim hâdiseler, iki-üç tarîk ile geliyor.
    Mektubat ( 132 )

    YanıtlaSil
  7. Acaba Hazret-i Ebu Hüreyre gibi sadık ve bütün hayatını hadîse ve dine vakfeden, وَمَنْ كَذَبَ عَلَىَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّاْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ hadîsini işiten ve nakleden; hiç mümkün müdür ki, hıfzındaki ehadîs-i Nebeviyenin kıymetini ve sıhhatini şübheye düşürüp, Ehl-i Suffe'nin tekzibine hedef edecek muhalif bir söz ve asılsız bir vak'a söylesin? Hâşâ...
    Mektubat ( 119 )

    YanıtlaSil